Türk müziğinin güçlü söz ve besteleriyle hafızalara kazınmış klasiklerinden biri olan “Baharı Bekleyen Kumrular Gibi (Bir Tanrıyı Bir de Beni Unutma)”, sözleri Ali Tekintüre’ye, bestesi ise Coşkun Sabah’a ait duygusu yoğun bir eser olarak yıllardır sahnelerde, plaklarda ve dijital platformlarda yaşamaya devam ediyor. Hem hüzünlü yapısı hem de söyleyen her sanatçıda başka bir renge dönüşmesi, şarkıyı arabesk ve fantezi müziğin ortak paydasında buluşturuyor.

Bu eşsiz eserin bugüne kadar tam 19 farklı sanatçı tarafından yorumlanmış olması, onun ne kadar geniş bir etki alanına sahip olduğunun da açık bir göstergesi. Şarkının hikâyesi, sanatçılar arasındaki kalıcı bağlar ve dönemsel müzik kültürü, bu çalışmayı yalnızca bir liste olmaktan çıkarıp müzikal bir arşiv niteliğine taşıyor.

Aşağıda hem şarkının tarihini hem de bu eseri yorumlayan tüm sanatçıları kapsayan detaylı bir inceleme bulabilirsiniz.


Şarkının Doğuşu: Ali Tekintüre ve Coşkun Sabah’ın Buluşması

“Baharı Bekleyen Kumrular Gibi  (Bir Tanrıyı Bir de Beni Unutma)”, arabeskin en verimli yıllarında dünyaya gelen bir eser.

  • Ali Tekintüre, Türk arabeskinin en üretken söz yazarlarından biri olarak duyguyu sade ama çarpıcı bir dille işleyen kalemiyle tanınır.

  • Coşkun Sabah ise besteciliği ve ud tınısıyla geliştirdiği kendine has melodik yapıyı, duygusal şarkılarla bütünleşen bir müzik anlayışına sahiptir.

Bu iki ismin buluşması, ister sahnede ister plak kaydında olsun, şarkıcıya duyguyu dolaysız bir biçimde aktarma fırsatı sunan güçlü bir eser ortaya çıkarmıştır. Söz ve müzik birlikteliği, hem erkek hem kadın yorumlara son derece açık olup her ses renginde farklı tınılar yaratır.


Neden Bu Kadar Fazla Sanatçı Bu Şarkıyı Seslendirdi?

Şarkının 19 sanatçı tarafından yorumlanmış olmasının ardında birçok neden yatıyor:

1. Duygusal Yoğunluğu ve Evrensel Teması

“Unutulmak” duygusu, müziğin en temel temalarından biridir. Bu şarkı, kırgınlığı, yalvarışı ve teslimiyeti şiirsel bir dille ifade eder. Bu nedenle her dönem sahne sanatçılarının repertuvarına kolayca girebilmiştir.

2. Sahnede Etki Yaratan Bir Eser Olması

Gazino kültürünün güçlü olduğu yıllarda hem Türk Sanat Müziği hem arabesk sesler, duygulu eserlerle dinleyiciyle bağ kurmayı hedeflerdi. Bu şarkı, sahnede dramatik bir etki yaratması nedeniyle birçok sanatçı tarafından tercih edilmiştir.

3. Her Sese Yakışan Melodisi

Coşkun Sabah’ın duygusal bestelerinde sıkça görülen geniş vokal alanı, şarkının hem güçlü hem de narin seslere uyum sağlamasını kolaylaştırmıştır.

4. Arabesk – Fantezi – TSM Arasında Köprü Oluşturması

Şarkıyı söyleyenler arasında Zeki Müren’den Ümit Besen’e, Emel Sayın’dan Bülent Ersoy’a kadar oldukça geniş bir tarz yelpazesi vardır. Bu da eserin klasik bir “geçiş şarkısı” niteliğinde olduğunu gösterir.


Şarkıyı Seslendiren 19 Sanatçı 

  1. Adnan Şenses

  2. Bülent Ersoy

  3. Coşkun Sabah

  4. Emel Sayın

  5. Ergun Özer

  6. Ferdi Özbeğen

  7. Gazelhan Apo

  8. Gökben

  9. Gönül Yazar

  10. Huri Sapan

  11. Hüner Coşkuner

  12. İbrahim Yamaç

  13. Mine Koşan

  14. Mustafa Saygılı

  15. Neşe Karaböcek

  16. Seçil Heper

  17. Tuncay Tuncel

  18. Ümit Besen

  19. Zeki Müren


Yorumcuların Eseri Yeniden İnşa Etme Biçimleri

Bu 19 farklı yorumun ortak noktası şarkının duygusunu koruması olsa da, her biri kendine özgü bir tarz getirir. Örneğin:

Zeki Müren

Şarkıya ağır bir klasik tavır kazandırmış, artikülasyon ve sahne zarafetini duygu yoğunluğuyla birleştirmiştir.

Bülent Ersoy

Güçlü vokaliyle eseri yüksek dramatik bir zirveye taşımıştır.

Ferdi Özbeğen

Piyano ve sahne salonu atmosferiyle şarkıya farklı bir tını kazandırmıştır.

Gönül Yazar & Emel Sayın

Şarkıya Türk Sanat Müziği geleneğinden gelen bir letafet eklemişlerdir.

Ümit Besen

Arabesk-fantezi çizgisinde eseri daha sade ama içli bir yorumla sunmuştur.

Her birinin dinleyiciye verdiği duygu farklı olduğu için, şarkının bu kadar çok sevilmesi ve tekrar tekrar kaydedilmesi şaşırtıcı değildir.


Şarkının Müzik Tarihindeki Yeri

“Baharı Bekleyen Kumrular Gibi  (Bir Tanrıyı Bir de Beni Unutma)”, artık sadece bir şarkı değil;

  • birçok dönemi birleştiren,

  • sahne kültürünün gelişimine eşlik eden,

  • arabesk ve TSM arasında bağ kuran,

  • yüzlerce konser ve gazino gecesinde yankılanmış
    bir “müzikal hafıza eseri”dir.

Bugün YouTube ve dijital müzik platformlarında yeniden geniş kitleler tarafından keşfedilmesi de bu kalıcılığın en taze örneğidir.